ÜNİVERSİTELER ve KOMÜNİST DEVRİMCİLER
Özellikle Akp İktidarının yarattığı yanılsamaların kafa karışıklığının ortasında, bir tarafı savaş diğer tarafı seçim ama ileri zamanların belirsizliklerle dolu olduğu bir konjoktürde üniversiteler de açıldı. Ancak özellikle Akp iktidarının üniversiteler dolayımı ile harç vb. uygulamaları kaldırması “akademizm” girdabında savrulan devrimci hareketin buradan sıyrılabilmesine vesile olmadı ne yazık ki...
Oysa Gezi gibi büyük bir kalkışma pratiğinden görmüştük ki, aynı gençlik kitleleri genel olarak akademik-demokratiklik sarmalındaki “ekonomist” bakıştan çok politik gündem ve gelişmelerle daha ilgili ve daha tepkisel bir tutum içerisinde idi. İşte bütün bu gerçeklik dahi sol hareketin toplamının aynı “ekonomist” bakış cenderesinden sıyrılabilmesine vesile oluşturmadı.
İşte bu gerçekliğin bilincinde olarak, özellikle eğitimin “bir hak” olduğu yanılsamasını merkezine alan ve bu doğrultuda eğitimin kapitalist sistem için taşıdığı ideolojik işlevi gözardı eden yaklaşımlardan sıyrılmak bir zorunluluk halini almakta.
Kapitalist eğitimin temel yönelimi; kapitalist üretim sürecinin devamlılığını sağlayacak ve bu sürecin temel unsurları olabilecek bireyleri üretmek, burjuva sistemin bekası için düzene uygun kafalar yaratmak, burjuva ideolojisini insanların bilincine taşımak veböylece düzenin devamlılığını sağlamak, bu sayede toplumun ezilen kesimlerinin denetiminin ve zaptu rap altına alınmasını sağlayacak burjuva uşaklarının yetiştirilmesidir.
Elbette okullar burjuvazinin bütün bu süreçlerinin işlemesinin yeterli ve tek parçasını oluşturmamaktadır. Okulların yanında; aile, işyeri, din, tv, ordu vb. her toplumsal kurumsallaşma “talim-terbiye”nin yani kapitalist eğitim sürecinin birer parçasını oluşturmaktadırlar.
Bu anlamıyla kapitalist eğitim sistemi ve okullar, kapitalizmin bir parçasıdır; yanında,dışında, ya da ayrı bir şekilde tariflenemez ve kapitalizmin sınırları dışında daha “bilimsel”, daha “demokratik” kılınamaz, özü ve işlevi sistemin yeniden üretilmesini sağlamak olan bu kurumların yeniden özerk-demokratik tarzda örgütlenebilirliğini savunmak, kapitalizmin insanın iyiliği için yaratılmış bir sistem olduğunu savunmak kadar abestir.
İşte bu yüzden üniversitelerde komünist devrimci faaliyetin merkezini, bu kurumların “ilerici” hale getirilebileceği yanılsamasını yaymak değil, Kapitalizmin ideolojik kalelerini oluşturan bu kurumları yıkmak doğrultusunda bir tutum alış, çaba ve pratik oluşturmalıdır. Bu alanda da faaliyetin biçimini aslolarak diğer faaliyet alanlarında ve yaşamın diğer alanlarında olduğu gibi kapitalizme karşı komünist bir dünya kurma mücadelesinin propagandası oluşturacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder