Bir başka devlet katliamının ortasında kalmış kimisi gencecik, kimisi uzun yıllardır devrimci mücadele içerisinde olan yoldaşlardı her biri. Başka bir ülkenin ve başka bir dünyanın mümkün olduğunu düşünüyor ve hayatlarını ona göre kuruyorlardı. Daha iyi bir yaşam hakkı için gittiler Ankara'ya ve devlet, başka bir şey istemedi. Katletti devlet başka bir şey isteyen bu insanları çoluk çocuk genç yaşlı demeden.
Suruç'ta, Diyarbakır'da ve Ankara'da hemen hemen peş-peşe yaptılar bu katliamı. Ve size and olsun ki, başka bir dünyanın mümkün olduğunu göstermek adına, bütün varlığımızla birlikte mücadele etmeye, ve bunların hesabını ve devrimini yapacak olan devrimci partiyi kuracağımıza and içeriz.
Devlet'in bu yaptığı ne ilk ne de sondur. Ancak biz korkmadan ve yılmadan her alanda mücadelemizin sesini yükseltmeye ve adınızı göklere ulaştırmaya çalışacağız.
Devlet'in zorbalıkları hiçbir koşulda hiçbir devrimciyi sekteye uğratmamalı ve var gücüyle bunların hesabını verdireceği güne koşmalıdır.
Devrim bir maratondur sonunda ezilenlerin kazandığı.
Devlet'in yaptığı bu katliam, muhtemelen Suruç olayı gibi askıya alınacak ve hiçbir şekilde yapanlar ortaya çıkmayacak ve istifalardan bahsedilmeyecek. Ama inanın güzel gözlü insanlar, biz yılmadan her koşulda ve her durumda devleti sıkıştıracak ve onları suçlamaya ve aynalara bakmaları gerektiğini söyleyeceğiz.
Ve Yılmaz Odabaşı'nın şiirine ithafen;
Kan sıçrattınız sabahın seherine, boğulacaksınız... boğulacaksınız!
DÖRDÜNCÜ BLOK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder