28 Ağustos 2015 Cuma

PROLETER DEVRİMCİLİK SÜREKLİ DEVRİMCİLİKTİR! _ Serkan CİBRAN

Proleter devrimciler, ezme ezilme ilişkisinin ortadan kalktığı, eşitlikçi bir özgürlükler dünyası için mücadele ediyorlar. Bu mücadele içinde evrimci dönemler de barındırmakla birlikte, köklerinde saf köktenci ve proleter devrimci bir nitelik taşıyan, proletaryanın iktidarı aldığı sovyet tipinde bir devlet ile ara konağına kavuşan ve buradan komünist bir dünya kuruluncaya kadar devam eden upuzun bir savaşım ve tarihsel dönüşüm dönemini barındırıyor.

Proleter Devrimci bilinç ve irade ise varoluşunun başından sonuna dek köktenci, devrimcidir. Proleter devrimciliğin başlangıç adımı, Engels'in deyimi ile "Varolan herşey yokedilmeyi haketmiştir!" söz kalıbında anlamını bulan, maddi gerçekliğinde bilincinde olarak ona boyun eğmeden, varolan gerçekliğe acımasızca saldırıp , onu değiştirmek için mücadele etmektir.

Proleter devrimcilik yükseliş dönemlerinin fırtınasıyla coşkulanıp, gericilik dönemlerinde liberal tasfiyeciliğe boyun eğip legalist platformlara savrulmamaktır. Proleter devrimcilik tüm zamanların devrimcisi olabilmektir.

Özcesi Proleter devrimcilik Sürekli devrimciliktir!

            ***                                      ***                                      ***

SSCB ve Doğu Avrupa'da yaşayan karşı-devrimci iktidarlar yıkıldığında, burjuvazi yaşanan gelişmelerin başdöndürücülüğünde hızını alamayarak ve kapitalizmin "büyük" zaferinin coşkusuyla, kendi "ideologları" eli ile "sosyalizmin" çöktüğü, kapitalizmin dünyanın mutlak hakimi olarak "Yeni dünya düzeni"ni inşa ettiği, Dünyanın sonu demek olan bir sonsuzluk dönemine girildiğinin propagandasını yapıyorlardı.

Evet, çöken birşeyler vardı mevcut coğrafyalarda; ama bu işçi sınıfının ve tüm ezilenlerin özgürleşmesinin biricik yolu olan sosyalizm değil, onun maskesini giyerek, insanlığı "yüzyılın geceyarısı" na mahkum eden, asalak bir sömürgen tabaka olarak işçi sınıfının sömürüsü üzerinden varlığını devam ettiren bürokrasinin iktidarıydı.

Berlin duvarının yıkılışı ve duvarın altında bırakılan komünizm "düşü", biz proleter devrimcilerin önüne yepyeni görevler yüklüyor: Komünizmin gerçek eşitlikçi bir hareket olarak, maddi bir güç olarak ete kemiğe büründürmek, bilinçlerdeki yanlış sosyalizm algısını paramparça etmek. Bu sorumluluk bilinciyle proleter devrimcilerin mücadelesi tek bir hedefi işaret ediyor: Adımları şaşırmadan Komünizme yürümek...

          ***                                      ***                                     ***

SSCB vb. bürokratik iktidarlar, işçi devleti olmaktan çıkıp, işçi sınıfının üzerinde birer baskı aygıtı olmaya başladığında, Troçki ve az sayıdaki bolşevik kadro, Lenin'in yolundan giderek işçi sınıfının devrimci perspektifini savunmuş; SSCB'de işçi sınıfının devrimci öncüsünün yeniden inşasının mücadelesini vermiş, bu uğurda binlerce kadrosunun fiziki imhasına rağmen bolşevik-leninistler, bu doğrultuda mücadeleden geri adım atmamışlardır. Uluslararası Sol Muhalefet ile başlayan bu mücadele Stalinizmin ideolojik-pratik bütün boyutlarıyla karşı-devrim saflarına geçmesi dolayısıyla 4. Enternasyonal'in inşasıyla yeni bir evreye girmiştir.

Ancak ileri-önder kadrolarının ve en güçlü seksiyonlarının imhası ne yazık ki 4. Enternasyonal'in tarihsel haklılığına rağmen doğuşundaki zayıflığının temelini oluşturdu ve gelecek keskin mücadelelerde 4. Enternasyonal'in öncü-devrimci rolünü oynamasının önündeki en büyük handikapı oluşturdu. 4.Enternasyonal önderliğinde Troçki'nin yalnız kalması, pratik bir mücadele öncülerinin yetiştirilememesi aynı şekilde Enternasyonal'in gelecekteki bunalımlarının da esas zeminini oluşturmaktadır. Nitekim aynı zayıflık bir taktik adım olarak "entrizm"in doğmasına, 2. Paylaşım savaşı sonrasında da Troçki'nin politik tahlillerinin dönemsel karşılığını üretememesi dolayısıyla ve Enternasyonal'in bu tezlerdeki ısrarı dolayısı ile nesnel gerçekliğin teoriye uydurulmaya çalışılması gibi oportünist yönelişlerin doğuşuna yol açmıştır.

İşte bu oportünizm daha sonra kendisini Pabloculuk olarak kavramsallaştıran Stalinizme devrimcilik atfeden ve Bürokratik iktidarları bilimsel bir doğruymuşcasına insanlığın sosyalizme yürüyüşünde bir aşama olarak tarifleyen oportünist akımın doğuşu ve 1953'te buna karşı çıkıp Lenizimin ideolojik-politik hattını savunan Leninist-bolşevik kadroların DEUK(Uluslararası Komite)'u kurma mücadeleleri bizlerin de önümüzü açan rehber edindiğimiz pusulayı oluşturmaktadır.

4. Enternasyonal'in, yani Proleter devrimin Dünya partisinin inşası, bu topraklarda yola çıkan biz komünist devrimcilerin de mütevazi ama ısrarlı adımlarının temel doğrultusunu oluşturmaktadır.

            ***                                      ***                                         ***

İşte Dördüncü Blok, yaşadığımız coğrafyada bu doğrultuda atılmış mütevazi bir adımdır. Yaşadığımız yerellikten seslenmemiz mücadelemizin enternasyonal karakterine gölge düşürmez. Çünkü amacımız ve hedefimiz Komünist bir Dünya kurma mücadelesinin biricik öncüsü olan işçi sınıfının uluslararası devrimci önderliğinin bir parçası-öznesi olarak bulunabilmektir.

Biz istesek de istemesek de adım attığımız yer mücadelemizin merkezi gibi görülecektir. Ama biliyoruz ki mücadelemiz emperyalist sömürü ve egemenliğin bütün ayakları yokedilene komünist bir dünya kurulana kadar devam edecek bir mücadeledir.

Bu doğrultuda İdeolojik-politik platformumuzu Komintern'in ilk 4 kongresini oluşturan bolşevik iradenin devrimci birikiminin ifadesi olan teorik-politik hattı, Komintern'in SSCB'nin yozlaşmasına bağlı olarak fiili tasfiyesine karşı Uluslararası Sol Muhalefet ve 4. Enternasyonal'e kaynaklık eden devrimci marksist birikim oluşturmaktadır.

Bu yürüyüşte;
 Klavuzumuz Devrimci Marksizmdir.
Savaş Örgütümüz Leninist Dünya Partisidir.
Yöntemimiz Proleter Devrimdir.
Devrim Anlayışımız Sürekli Devrimdir.
Hedefimiz Dünya Devrimi
Amacımız Komünist Bir Dünya Kurmaktır!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Manşet