1 MAYIS İŞÇİ SINIFININ ULUSLARARASI MÜCADELE GÜNÜ,
KOMÜNİST BİR DÜNYA
KURMA MÜCADELEMİZİN SAVAŞ SLOGANIDIR!
İşçiler, Emekçiler, Bütün Ezilenler;
Suriye'de yaşanan savaş
ve trajedi yaklaşan bir dünya savaşının doğmakta olduğunu
göstermekte, sokaklara dökülen ezilen, sömürülen milyonlarca
insan derme çatma sallarla savaştan kaçarken yüzlerle denizlere
veriyorlar cansız bedenlerini, geriye kalanları için ise toplama
kamplarında sefaletten başka bir gelecek beklenemiyor. Kendi
emperyalist iştahları için Suriye2de savaş çıkartanlar, yaşayan
milyonlarca yoksulun yaşam hakkını hiçe saymaktan çekinmiyorlar.
İşte kapitalizmin insanlığa verebileceği budur!
Kapitalizmin
dindirilemeyen krizi gelinen noktada tek bir çıkış yolunu
insanlığa işaret etmekte: Ya Barbarlık Ya Sosyalizm!
2008 yılından itibaren
başlayan derin krizi kapitalizmin geri dönülemez ve
kurtulamayacağı bir felakete doğru sürüklemekte, krizin bedelini
ise milyarlarca işçi emekçi, yoksul insan ve en çok da sömürülen
ülkeler emekçileri ödemektedir. Dünyanın zenginleri yüzde 1
nüfus oranıyla dünya zenginliklerinin yüzde 50'den fazlasına
sahipken yaşanan krizlerde hala zenginliklerine zenginlik katarken
geri kalan yüzde 99 için yokluk ve sömürüden başka bir çıkış
yolu bırakmamakta...
Ancak bu böyle gitmez!
Emperyalistler Arası
Çelişkiler Büyüyor, İnsanlık Yeni Ekimleri Çağırıyor!
ABD
emperyalizminin 11 Eylül Saldırısı ile başlayan ve yayılmacılığı
için bir fırsata çevirmeye çalıştığı Yeni savaş konsepti
olan “Terörizmle Savaş” demagojisinin özünde Abd
emperyalizminin yeni pazar ve paylaşım mücadelesini tetikleyen bir
etmen olduğu apaçıktı. Özellikle 2008 Finans krizi ile beraber
Kapitalist devletlerin doğasını oluşturan savaş silahına
sarılan emperyalizm için savaşın yeni açıklamasını
“demokrasi” söylemi oluşturuyordu.
2011
yılında Tunus'te işsiz bir gencin kendini yakmasıyla başlayacak
fırtınanın bölgesel bir hal alıp tüm dünyayı kasıp
kavuracağını kim düşüneblirdi ki? “Arap Baharı” denilen bu
dönemde özellikle milyonlarca insan Mısır'ın, Tunus'un,
Cezayir'in sokaklarını sarmış, aynı rüzgar İran'da Musawi
taraftarları ile, Türkiyede Taksim Gezi Parkı ayaklanması ile
batıya doğru uzanmıştı.
Aynı
rüzgarın Emperyalist metropollerde de kendini Abd'de %99,
İspanya'da Öfkeliler, Yunanistan'da İşçi ayaklanmaları,
Brezilya'daki Dünya kupası protestoları ve Fransa, İngiltere,
Almanya banliyölerindeki Kent yoksulları ayaklanmaları esasen
Sömürüye karşı farklı coğrafyalardaki milyarlarca ezilenin
tepkilerinin dışavurumundan başka Bir şey değildir.
Devrim
İçin Devrimci Parti Gerekir!
Bütün bu yaşanılan örnekler ve ayaklanmalar tek bir gerçekliği
gözlerimizin önüne sermekte: Yaşanılan gelişmeleri devrimci
sonuçlarına götürebilmek için ihtiyacımız olan en büyük
silah Milyarlarca ezilenin sözcüsü olacak Dünya Devrim
Partisi'dir. Bugün bütün gelişmeler böyle bir önderliğe neden
daha fazla ihtiyacımız olduğunu göstermektedir.
Dünyanın
bütün Devrimcileri!
İnsanlığın özgürleşmesine gidecek biricik yol olan Komünist
bir dünya mücadelemizin esas aracını Dünya Devrim Partisi'ni
kurma mücadelemizde bizlere omuz verin! Çivisi çıkmış bu
dünyanın çivilerini yerinden söküp Ezilenlerin eşitlikçi
dünyası olarak yeniden çakmak için; Dünya Devrim partisi
Dördüncü Enternasyonal'i Yeniden İnşa Etmek için;
Mücadelemizde Sorumluluk alın sorumluluğu Paylaşın,
Başka Bir Dünya kurma mücadelemizin özneleri olun!
Yaşasın Sosyalist Dünya Devrimi!
BİZ KİMİZ?
Dördüncü Enternasyonal İçin İrtibat Komitesi (DEİİK);
İngiltere, Brezilya, Arjantin ve Türkiyede Şubeleri bulunan 4.
Enternasyonal'in yeniden inşası ve yaşadığımız coğrafyalarda
proleter devrimlerin başarısı mücadelesi doğrultusunda yola
çıkan Uluslararası bir fraksiyondur.
DEİİK, proleter devrimcidir.
DEİİK, Bütün Ezilenlerin Mücadelesini Savunur.
DEİİK, Ulusların Kendi Kadelerini Tayin Hakkının Koşulsuz
Savunucusudur.
DEİİK, Dünya devrim Partisi 4. Enternasyonal Doğrultusunda
Atılmış Mütevazi Bir Adımdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder